Endüstriyel tahrik sistemlerinde, AC motorların popülerlik oranı uzun yıllardır 'in üzerinde kalmış ve DC motorların uygulama oranını çok aşmıştır. Bu durum tesadüfi değildir; iki motor tipinin yapısal özellikleri, işletme maliyetleri, bakım gereksinimleri ve teknik uyumluluğu tarafından ortaklaşa belirlenir. Özellikle dört temel boyuttan analiz edilebilir:
Her şeyden önce, basitleştirilmiş yapının getirdiği güvenilirlik avantajı temel bir ön koşuldur. AC motorlar (özellikle asenkron motorlar), DC motorlar için olmazsa olmaz olan komütatör ve fırçalara ihtiyaç duymaz. Rotorları yalnızca silikon çelik saclardan ve sargılardan oluşur ve mekanik temas ve aşınan parça içermez. Bu tasarım, toz, titreşim ve yüksek sıcaklık gibi zorlu endüstriyel ortamlarda, Arızalar Arası Ortalama Süre (MTBF) 10.000 saati aşan bir değerle kararlı bir şekilde çalışmalarını sağlar. Buna karşılık, fırça aşınması nedeniyle DC motorların genellikle her 2.000 ila 3.000 saatte bir değiştirilmek üzere kapatılması gerekir ve bu da üretim hattının sürekliliğini ciddi şekilde etkiler. Örneğin, demir çelik fabrikalarının haddehane ekipmanlarında, AC motorlar bakım gerektirmeden aylarca kesintisiz çalışabilirken, DC motorlar fırça kıvılcımı sorunları nedeniyle sık sık durur ve bu da üretim verimliliğinde 'dan fazla düşüşe neden olurdu.
İkinci olarak, maliyet ve enerji verimliliğindeki kapsamlı avantaj, endüstriyel uygulamalar için eşik değerini düşürür. Üretim maliyeti açısından, AC motorların bakır ve demir tüketimi, aynı güçteki DC motorlara göre -20 daha düşüktür. Dahası, AC motorlar gelişmiş komütatör işleme teknolojisi gerektirmediğinden seri üretim maliyeti yaklaşık oranında azaltılabilir. İşletme enerji verimliliği açısından, üç fazlı asenkron motorların nominal verimliliği genellikle -96'ya ulaşırken, ultra yüksek verimli modeller 'yi bile aşar. Ancak, fırça sürtünme kaybı nedeniyle DC motorların verimliliği, aynı güçteki AC motorlara göre genellikle %5-8 daha düşüktür. Örnek olarak 100 kW'lık bir motor ele alındığında, bir AC motor elektrik faturalarında yılda yaklaşık 12.000 yuan tasarruf sağlayabilir (0,6 yuan/kWh'lik bir sanayi elektriği fiyatı ve yılda 8.000 saatlik çalışma esas alınarak hesaplanmıştır), bu da uzun vadeli kullanım maliyetinde önemli bir avantaj sağlar.
Üçüncüsü, hız düzenleme teknolojisindeki atılım, geleneksel eksiklikleri ortadan kaldırmıştır. İlk zamanlarda, hassas hız kontrolü gerektiren durumlarda, AC motorlar, düzgün hız düzenlemesi elde etmenin zor olması nedeniyle DC motorlarla değiştirilmiştir. Ancak, güç elektroniği teknolojisinin gelişmesiyle birlikte, frekans konvertörleri, alternatif akımın frekansını ve voltajını değiştirerek AC motorların 0 ila 3000 rpm arasında kademesiz hız düzenlemesini, ±%0,5 hız düzenleme hassasiyetiyle gerçekleştirebilmektedir; bu da takım tezgahları ve konveyörler gibi ekipmanların kontrol ihtiyaçlarını tam olarak karşılamaktadır. Öte yandan, DC motorlar olgun bir hız düzenleme performansına sahip olsalar da, karmaşık uyarma kontrol sistemleriyle donatılmaları gerekmektedir. Yüksek güçlü uygulamalarda (örneğin 1000 kW üzeri), hacimleri ve ağırlıkları AC motorlara göre çok daha büyüktür ve kurulum, çalıştırma ve bakım zorlukları önemli ölçüde artmaktadır.
Son olarak, elektrik şebekesinin uyarlanabilirliği ve güvenliği uygulama temelini sağlamlaştırmıştır. Endüstriyel elektrik şebekeleri genellikle güç kaynağı olarak üç fazlı alternatif akım kullanır ve AC motorlar ek doğrultucu ekipmana ihtiyaç duymadan doğrudan elektrik şebekesine bağlanabilir, bu da elektrik enerjisi dönüşümü sürecindeki kayıpları ve arıza noktalarını azaltır. Buna karşılık, DC motorların alternatif akımı doğrultucular aracılığıyla doğru akıma dönüştürmesi gerekir; bu da yalnızca ekipman maliyetini artırmakla kalmaz, aynı zamanda harmonik kirliliğe neden olabilir ve elektrik şebekesinin kararlılığını etkileyebilir. Ayrıca, AC motorların başlangıç akımı, yumuşak yol vericiler aracılığıyla nominal akımın 2-3 katı olarak kontrol edilebilir ve bu sayede elektrik şebekesi üzerindeki etki önlenebilir. Ancak, DC motorların doğru başlangıç akımı nominal akımın 5-8 katına ulaşabilir ve bu da elektrik şebekesinde voltaj dalgalanmalarına ve diğer ekipmanların çalışmasına müdahale etme olasılığı yüksektir.
Sonuç olarak, AC motorların güvenilirlik, maliyet, hız düzenleme teknolojisi ve şebeke uyumluluğu açısından sunduğu kapsamlı avantajlar, onları endüstriyel üretim alanında tercih edilen tahrik ekipmanı haline getirmektedir. Öte yandan, DC motorlar çoğunlukla son derece yüksek hız düzenleme hassasiyeti gerektiren ve düşük güce sahip (hassas cihazlar ve küçük robotlar gibi) özel senaryolarla sınırlıdır. Kalıcı mıknatıslı senkron motorlar gibi yeni AC motor teknolojilerinin geliştirilmesiyle, uygulama alanları daha da genişleyecek ve endüstriyel otomasyon seviyelerinin sürekli olarak iyileştirilmesine katkı sağlayacaktır.